Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK m.157-157)

Basit Dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatması, mağdurun veya başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına yarar sağlamasıyla oluşur. Dolandırıcılık suçunun meydana gelmesi için haksız bir çıkar sağlanması gerekir.

Dolandırıcılık suçu, takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde değildir. Savcılık suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez kendiliğinden soruşturma yapmak ve suçun işlendiği kanaatindeyse soruşturma neticesinde kamu davası açmak zorundadır. Dolandırıcılık suçu için herhangi bir şikayet süresi yoktur.

Basit dolandırıcılık suçu (TCK m.157), taraflar arasında uzlaştırma prosedürünün uygulanmasını gerektiren suçlardandır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir. Nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158) uzlaşma kapsamında değildir.

Dolandırıcılık

Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.

Dolandırıcılık Suçunun Şartları

Basit ve nitelikli dolandırıcılık suçu, serbest hareketli bir suç olduğundan birçok farklı hareket tarzıyla işlenebilecek bir suçtur. Ancak tüm hareketlerin ortak altyapısını teşkil eden, dolandırıcılık suçunun şartları olarak nitelenebilecek üç koşul vardır:

1. Hileli Hareket: Fiili işleyen kişi tarafından hileli hareketler icra edilmelidir. Mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak hileli davranışlar fail tarafından sergilenmelidir. Mağdura her söylenen yalan hile olarak değerlendirilemez. Dolandırıcılık suçunun unsuru olan hile, nitelikli bir yalan olup mağdurun yargılama yetisini ortadan kaldıracak şekilde yoğun ve ustaca sergilenmelidir.

2. Aldatıcılık: Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması gererekir. Her somut olayda hileli hareketin mağduru aldatabilecek boyutta olup olmadığı ayrı ayrı tespit edilmelidir. Hangi hareketin aldatmaya elverişli olduğu somut olaya göre ve mağdurun içinde bulunduğu duruma göre değişiklik arz etmektedir. Hileli hareketin, mağduru hataya sürükleyecek nitelikte olması yeterlidir. Bu nedenle, davranışın hile teşkil edip etmediği muhataba ve olaya göre ayrı değerlendirilmelidir

3. Zarar: Dolandırıcılık suçunun vücut bulması için suç teşkil eden fiil nedeniyle bir zarar ortaya çıkmalıdır. Suçun faili, mağdurun veya başkasının zararına, kendisinin veya başkasının yararına haksız bir fayda elde etmelidir. Fiili işleyen kişi, kendisi veya başkası lehine fayda elde etmek için bilerek ve isteyerek hileli hareketler icra etmeli, mağdura verilen zarar ile fiili işleyenin eylemi arasında uygun illiyet bağı mevcut olmalıdır.

Dolandırıcılık Suçunda Hile

Basit ve nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarından olan hile, nitelikli bir yalandır. Hile teşkil eden yalan belli ölçüde ağır ve yoğun olmalı, ustaca sergilenerek mağdurun yalanı kontrol ihtimaline imkan vermemelidir. Dolandırıcılık suçu şartlarının oluşabilmesi için fail, kullandığı hile ile mağduru yanıltmalı, aldatıcı davranış ve yalanlara itibar eden mağdurdan haksız çıkar elde etmelidir.

1. Basit Dolandırıcılık Suçunun Unsurları (TCK m.157)

Basit dolandırıcılık suçu yani suçun temel hali TCK’nın 157. maddesinde düzenlenmiştir. Basit dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla mağduru aldatarak, mağdurun zararına kendi yararına haksız menfaat temin etmesiyle oluşur. Basit dolandırıcılık suçunda fail hileli hareketi karmaşıklaştıran araçlar kullanmadan dolandırıcılık teşkil eden fiilleri daha çok yeteneklerini kullanarak basit bir şekilde sergiler. Örneğin, fiilin basit dolandırıcılık suçu olarak kabul edilebilmesi için failin hileli hareketleri yaparken bilişim sistemlerini, dini duyguları, banka veya kredi kurumlarını araç olarak kullanmaması veya kendisini polis, savcı vb. bir kamu görevlisi olarak tanıtmaması gerekir. Çünkü bu fiillerin hileli hareket yapılırken kullanılması halinde TCK m.158’deki açık düzenleme nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur.

2. Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları ve Şartları (TCK m.158)

Nitelikli dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158. maddesinde düzenlenmiştir. Nitelikli dolandırıcılık suçu, failin hileli hareketleri yaparken mağdurun güvenini kazanmak veya mağduru ikna etmek için birtakım araçlar kullanmasıyla vücut bulur. Nitelikli dolandırıcılık suçu, dolandırıcılık teşkil eden hileli hareketlerin 158. Maddede sıralı olarak sayılmıştır.

Nitelikli dolandırıcılık

  • Madde 158– (1) Dolandırıcılık suçunun;
  • a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
  • b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
  • c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
  • d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
  • e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
  • f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
  • g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
  • h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
  • i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
  • j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
  • k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
  • l) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,
  • İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
  •  (2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.  (3) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

a) Dinin İstismar Edilmesi Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-a)

Nitelikli dolandırıcılık suçunun dinin istismar edilmesi suretiyle işlenebilmesi için dinin bir aldatma aracı olarak kullanılması gerekir. Dini kurallara tabi kişilerin önemsediği değerler, dini inanç ve duygular aldatma vesilesi olarak kötüye kullanılmalı, bu şekildeki hile ile haksız bir yarar da elde edilmelidir. TCK’nın 158. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, dolandırıcılık suçunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi nitelikli hâl olarak kabul edilirken, dinin, dini inanç ve duyguların ya da başkaları için iyilik yapma hislerinin bir aldatma aracı olarak kullanılması aranmıştır.

b) Kişinin İçinde Bulunduğu Tehlikeli Durum veya Zor Şartlardan Yararlanarak Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-b)

Maddenin gerekçesinde belirtildiği üzere; kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlar, başkalarına güven duymaya en fazla ihtiyaç duyduğu anlardır. Kişinin örneğin doğal bir afete veya trafik kazasına maruz kalmasından ya da hastalığı yüzünden içine düştüğü çaresizlikten yararlanılarak aldatılması daha kolaydır. Bu nedenle, birinci fıkranın (b) bendinde, dolandırıcılık suçunun kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak kabul edilmiştir.

TCK 158/1 maddenin (b) bendinin uygulanabilmesi için, mağdurun içinde bulunduğu durumun dikkate alınması gerekmektedir. TCK’nun 158/1-b maddesinde yer alan “zor şartlar” ibaresi, suçun mağduru esas alınarak değerlendirilmeli, mağdurun zor şartlarda bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Bu nitelikteki olaylarda, sanığın hedefindeki mağdur, olayın koşullarına göre çaresizlik içinde bulunmakta, bu psikolojik baskı altında daha çok savunmasız kalmakta ve bu anlamda kendisine uzanacak bir yardım eline her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır.

c) Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanarak Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK m.158/1-c)

Mağdurun algılama yeteneği yaşlılık, sarhoşluk, akıl zayıflığı, akıl hastalığı nedenleriyle zayıflamış olabilir. Aynı şekilde mağdurun yaş küçüklüğü nedeniyle algılama yeteneği zayıf olabilir. Mağdurun algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanılarak dolandırılması nitelikli dolandırıcılık suçu şartlarının gerçekleşmesine neden olur.

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-d)

Dolandırıcılık suçu, bir kamu kurumu araç olarak kullanılarak işlenirse TCK 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu meydana gelir.

Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları kullanılarak, örneğin barolar, odalar, sendikalar Siyasi partiler, dernekler veya vakıflar araç olarak kullanılarak dolandırıcılık suçu işlenmesi halinde de TCK 158/1-d uygulanır. Bu kurum veya kuruluşların araç olarak kullanılması, isimlerinin kullanılması şeklinde değil, bu kuruluş veya kurumlara ait basılı kağıt, evrak, tanıtım kartı, kıyafetler vb. maddi varlıklarının kullanılması şeklinde mümkündür. TCK 158/1-d fıkrasındaki suç, ancak söz konusu kurumların bu “maddi varlıkları” kullanılarak işlenebilir.

e) Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-e)

Dolandırıcılık suçu işlenirken bazen kamu kurum ve kuruluşları araç olarak kullanılmamasına rağmen suçun neticesinde kamu zararı doğabilir. Nitelikli dolandırıcılık suçu, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenirse TCK 158/1-e maddesi uygulanır. Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için fiilin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek maksadıyla işlenmesi gerekir. Bu şekildeki nitelikli dolandırıcılık suçu mağduru kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-f)

Bilişim sistemleri kullanılarak dolandırıcılık suçu işlenmesi halinde fail TCK 158/1-f maddesi gereği cezalandırılır. Bilişim sistemlerinin kullanılması demek, bilgisayar, internet gibi araçların kullanılmasıdır. Örneğin sosyal medya araçları üzerinden mağdurun hileli davranışlarla aldatılması suretiyle para istenmesi gibi yöntemlerle haksız menfaat sağlanması bilişim sistemleri kullanılarak nitelikli dolandırıcılık suçunu teşkil eder.

Banka veya kredi kurumları ekonomik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bankacılık ve kredi kurumu faaliyetleri özel bir güven ilişkisi çerçevesinde yürüyen faaliyetlerdir. TCK md. 158/1-f maddesi, banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu cezalandırmaktadır. Bankanın kurumsal güvenilirliğinden yararlanarak dolandırıcılık suçunun işlenmesidir.

Başkasına ait banka veya kredi kartının haksız bir şekilde ele geçirilerek hesaplardan para çekilmesi nitelikli dolandırıcılık suçu değil, TCK 245. maddede düzenlenen Banka veya Kredi Kartının İzinsiz Kullanılması suçu oluşur.

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık (TCK 158/1-g)

Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi bu suç açısından bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir. Madde gerekçesinde; “‘Basın ve yayın yolu ile’ deyimine ilişkin tanım, sadece kitle iletişim araçlarını kapsayacak biçimde değiştirilmiştir. Tasarıdaki bireysel iletişimi de içine alacak şekilde ifade edilmiş olan tanımın oluşturduğu sakıncanın giderilmesi için, tanımda değişiklik yapılarak ‘kitle iletişim araçları’ ifadesine vurgu yapılmıştır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

TCK’nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendindeki tanıma göre “basın ve yayın yolu ile” deyimi; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik her türlü kitle iletişim aracıyla yapılan yayınları içermekte olup bireysel iletişim araçları bu kapsam dışında bırakılmıştır. Kitle iletişim araçları, kitlesel boyutta ileti dağıtabilen araçlar olup radyo, televizyon, gazete ve internet gibi araçlar en yaygın biçimde kullanılan kitle iletişim araçları arasında yer almaktadır. Basın ve yayın araçlarının aynı anda birçok kişiye ulaşması, toplumu yönlendirme ve bireyler arası etkileşimdeki önemli rolü göz önüne alındığında, suçun icrasını kolaylaştırdığı ve eylemin aldatıcılık vasfını arttırdığı gözetilerek, dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi nitelikli hâl olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli hâlin uygulanabilmesi için, basın ve yayın araçlarının kullanılmış olması yeterli değildir. Basın ve yayın araçlarının kullanılmasının suçun işlenmesini kolaylaştırması, hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve mağdurun aldatılmasında etkili olması gerekmektedir. Ayrıca suçun işlenmesinde basın ve yayın araçlarının kim tarafından kullanıldığı önemli değildir (CGK-K.2021/68).

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle, Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-i)

Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmesi halinde, TCK 158/1-İ maddesinden düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu meydana gelir. Serbest meslek sahibi kişiler deyiminden kastedilen; avukat, doktor, muhasebeci, mühendis vb. meslek gruplarıdır.

l) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle, Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/1-L)

Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlediği fiiller nitelikli dolandırıcılık suçu olarak kabul edilmektedir. Örneğin; telefon dolandırıcılığı olarak bilinen, kişinin kendisini polis, jandarma, savcılık görevlisi olarak tanıtarak menfaat temin ettiği tüm haller bu fıkra kapsamında cezalandırılmaktadır.

TCK md.158/1-l hükümleri, 6763 sayılı kanun ile nitelikli dolandırıcılık suçunun bir unsuru haline gelmiş olup, 24.11.2016 tarihinden itibaren işlenen fiillere uygulanacaktır.

Bu nitelikli hâl iki şekilde oluşabilir: Birincisi failin, mağdurda güven oluşturmak için gerçekte sahip olmadığı belli bir sıfatı kullanmasıdır. İkincisi ise failin maddede sayılan kurum ve kuruluşlarla ilişkisi olduğunu söylemesidir. Suçun ilk işleniş biçiminde fail, gerçekte sahip olmadığı bir sıfata sahip olduğunu iddia eder ve buna göre davranır. Bu nedenle fail, gerçek bir kamu görevlisi, banka çalışanı, sigorta şirketi elemanı veya bir kredi kurumu çalışanı olamaz. Fail, bu sıfatı taşımayan biri olmalıdır.

Kamu Görevlileriyle İlişkisi Olduğundan Bahisle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK 158/2)

Failin, kamu görevlileri ile ilişkisinin olduğunu, kamu görevlileri nezdinde hatırı sayıldığını söyleyerek, belli bir işi gördürmek vaadiyle yapacağı aracılık karşılığında kamu görevlisine verilmek üzere, para veya başkaca menfaat sağlaması halinde bu fıkradaki nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur. Failin bahsettiği kamu görevlisinin mevcut olup olmadığı veya fail tarafından yapılacağı vadedilen işi yapmaya yetkili olup olmadığının hiçbir önemi yoktur. Kamu görevlisinin makam olarak belirlenebilir olması yeterlidir. Örneğin, “X ilçesinin emniyet müdürünü tanıyorum” veya “Vali bey/Milli Eğitim Müdürü yakınımdır” şeklindeki beyanlarla belli bir işi gördüreceğini söyleyen fail TCK md.158/2 çerçevesinde cezalandırılır.

Sonraki Yazı

İlgili Konular

Call Now ButtonAvukatı Hemen Ara!